Yüksek Lisans Programlarıhttp://hdl.handle.net/123456789/972024-03-29T10:39:19Z2024-03-29T10:39:19ZBANKACILIKTA İÇ KONTROL SİSTEMLERİ VE SONUÇLARISerhat, ŞIKhttp://hdl.handle.net/123456789/3142014-11-05T12:55:33Z2013-01-01T00:00:00ZBANKACILIKTA İÇ KONTROL SİSTEMLERİ VE SONUÇLARI
Serhat, ŞIK
Küreselleşen sermaye piyasalarında ve bu piyasalara entegre olan ülkemizde, tüm kurumlar genelinde ve bankacılık özelinde kamuoyunu ve finansal paydaşları aydınlatma bağlamında iç kontrol süreçleri daha çok kullanılmakta ve kurumların kendi finansal sistemlerini daha etkin yönlendirmeleri için iç kontrol süreçleri bir araç olarak algılanmaktadır. Bu bağlamda iç kontrol sistemleri, genel olarak kurumlarda, özel olarak bankacılık sektöründe şeffaf yönetimin ve raporlamanın ön koşulu olurken aynı zamanda kurumun hedeflerine ulaşmasında da önemli bir araçtır. Bu anlamda bankalar için bağlayıcı öğe BDDK'nın iç kontrol ile ilgili getirdiği düzenlemelerdir. Özellikle ülkemizde 1990'ların sonunda yaşanan bankacılık sektöründeki kriz ortamı bu kurumların yerleşik kılınmasını gündeme getirmiştir. Bu bağlamda, çalışmada öncelikli olarak kavramsal çerçeve çizilmiş ve kontrol, iç kontrol, denetim, bankacılık, banka türleri gibi kavramlar üzerinde durulmuş ardından örnekler üzerinden bankacılık sektöründe iç kontrol sürecinin sonuçları gösterilmiştir.
BANKACILIK VE FİNANS Yüksek Lisans Tezi
2013-01-01T00:00:00ZTÜRKİYE'NİN AVRUPA BİRLİĞİNE GİRİŞ SÜRECİNDE AMBALAJ ATIKLARI YÖNETİMİ: BURSA ÖRNEĞİHatice, KUTLU BÜLBÜLhttp://hdl.handle.net/123456789/3132014-11-05T12:46:42Z2013-01-01T00:00:00ZTÜRKİYE'NİN AVRUPA BİRLİĞİNE GİRİŞ SÜRECİNDE AMBALAJ ATIKLARI YÖNETİMİ: BURSA ÖRNEĞİ
Hatice, KUTLU BÜLBÜL
Ambalaj, hammaddeden, işlenmiş ürüne kadar, bir ürünün üreticiden kullanıcıya veya tüketiciye ulaştırılması aşamasında, taşınması, korunması, saklanması ve satışa sunumu için kullanılan bir malzemedir. Ambalaj atıklarının çevreye zarar verecek şekilde doğrudan ve dolaylı bir şekilde alıcı ortama verilmesinin önlenmesi gerekir. Önlenemeyen ambalaj atıklarının tekrar kullanım, geri dönüşüm ve geri kazanım yolu ile bertaraf edilecek miktarının azaltılması oldukça önemlidir. Ambalaj atıklarının geri kazanılmasıyla; doğal kaynaklarımız korunur, enerji tasarrufu sağlanır ve atık miktarı azalır. Bu çalışmanın amacı; Avrupa Birliği (AB)‟ne tam üyelik sürecinde, ülkemizde ambalaj atıklarının kaynağında ayrı toplanması, geri kazanımı ve çevreye olası etkilerinin en aza indirilmesine yönelik çalışmaları değerlendirerek, AB’ye üye ülkelerde uygulanan yöntemlerden sağlanan çıkarsamalardan faydalanarak, uygulamayı daha etkin hale getirecek öneriler geliştirebilmektir. Bunun için Ambalaj Atıklarının Kontrolü Yönetmeliği çerçevesinde alternatiflerin belirlenmesi ve Bursa ili merkez ilçelerinde ambalaj atıklarının geri kazanımı ile ilgili yerel yönetimlerin yürüttüğü çalışmaların çevresel ve ekonomik açıdan sonuçlarının değerlendirilmesi de çalışmanın amaçları arasında yer almaktadır.
AB çevre politikası ile çevrenin korunmasını, kollanmasını, kalitesinin yükseltilmesini, insan sağlığının korunmasını, doğal kaynakların akılcı ve dikkatli kullanılmasını ve hem bölgesel hem de küresel çevre problemleri ile ilgili olarak uluslararası düzeyde önlemlerin alınmasını hedeflemektedir. Bu çalışmada AB çevre politikasının temel ilkeleri, çevre mevzuatının içeriği ve birliğe üye üç devletin atık yönetim planları incelenmiş ve bu planların Türkiye açısından bir değerlendirmesi yapılmıştır. Ayrıca bu çalışmada entegre katı atık yönetim sistemine göre piramidin en üst basamağında yer alan ancak ülkemiz atık yönetim sisteminde henüz uygulanmayan, önleme konusuna özellikle vurgu yapılmıştır. Bursa’da yapılan bu çalışma ile ülkemiz için oldukça yeni bir kavram olan ambalaj atıkları yönetiminin, AB’ye uyum süreci içinde sürekli gelişmekte olduğu görülmüştür. Ülkemizde uygulanan atık yönetimindeki temel sorunun, yasal düzenlemelerden değil, yasal düzenlemelerin uygulamaya aktarılmasındaki eksikliklerden kaynaklandığı tespit edilmiştir. Kurumsal kapasite ve teknik altyapının yetersiz olması gibi faktörlerin etkisiyle de ilgili mevzuatın uygulamayı yönlendirme yeteneğinin sınırlı kaldığı anlaşılmıştır. Söz konusu eksikliklerin ve sistemdeki finansal problemlerin giderilmesiyle, ambalaj atıkları yönetim sistemindeki çalışmalar daha etkin ve sağlıklı hale gelecektir.
ULUSLARARASI İLİŞKİLER Yüksek Lisans Tezi
2013-01-01T00:00:00Z1914 KUŞAĞI TÜRK RESSAMLARININ EMPRESYONİST EĞİLİMLERİGamze, BAŞARANhttp://hdl.handle.net/123456789/3122014-11-05T12:35:38Z2014-01-01T00:00:00Z1914 KUŞAĞI TÜRK RESSAMLARININ EMPRESYONİST EĞİLİMLERİ
Gamze, BAŞARAN
Türk resim sanatı, Batı‟da 19. yüzyılın ikinci yarısıyla, 20. yüzyılın ilk çeyreğinde gelişmeye başlayan empresyonist tekniğe uygun olarak 1914‟te yeni bir resim anlayışına yönelmiştir. Sanatta modernleşme 2. Meşrutiyet sonrasında ürünlerini vermeye başlamıştır. 2. Mahmut, Yeniçeri Ocağı‟nı kaldırdıktan sonra, 1825‟te Mühendishane‟yi geliştirmiş ve resim dersi daha çok önem kazanmıştır. 1875 yılından itibaren resim dersi, özellikle askeri liselerde oldukça gelişmiş, bu nedenle Türk resim tarihinde, özellikle Batı anlamındaki resmin, asker aydınlarımız arasında yayıldığı görülmüştür. Bunu takip eden yıllarda yetenekli gençlerin Avrupa‟ya eğitimlerini ilerletmek için gönderilmesine başlanmıştır. Resim eğitimi almak amacıyla 1908-1914 yılları arasında yurt dışına gönderilen genç ressamlarımız Avrupa‟yı saran 1. Dünya Savaşı‟nın etkileri ile yurda geri dönüş yapmışlardır. Büyük kısmı devlet tarafından gönderilen İbrahim Çallı, Avni Lifij, Namık İsmail ve Nazmi Ziya Güran gibi sanatçıların ülkeye dönmeleri ile Türk resim sanatı 1914 yılından sonra yeni bir niteliğe bürünmüş, çağdaş eğilimlere giden yollar açılmıştır. 1914 ya da Çallı Kuşağı olarak da adlandırılan grubun başlıca ilham kaynakları İstanbul görünümleri, figürlü kompozisyonlar ve portre alanında izlenimci tarzda eserler olmuştur. Yurda dönmelerinin ardından öğrencilerine aktardıkları deneyimleriyle de onlara önemli katkılarda bulunmuşlardır. 19. yüzyılın ortalarında gelişmeye başlayan Batı anlayışı ve tekniğine uygun Türk resim sanatına, gelişen bütün bu olayların çağdaşlaşma yolunda büyük etkisinin olduğu bilinmektedir.
RESİM Yüksek Lisans Tezi
2014-01-01T00:00:00Zİş Yeri Devrinin İş Sözleşmesine EtkisiFatma Bengü, UÇAROLhttp://hdl.handle.net/123456789/3112014-11-05T09:54:05Z2014-01-01T00:00:00Zİş Yeri Devrinin İş Sözleşmesine Etkisi
Fatma Bengü, UÇAROL
Gelişen ekonomi ile işyeri devrine yol açan hukuki nedenler sonucu, işyerinde çalışan işçinin çalışma hakkı ve iş güvencesi sosyal devlet ilkesi ile teminat altına alınmak istenmiştir. 1475 sayılı İş Kanunu‟nda işyeri devrine ilişkin düzenleme bulunmaz iken, 818 Sayılı Borçlar Kanunu‟nun 179-180-320 ve 347 maddeler ile boşluk doldurulurdu. Yasaların uygulamalar karşısında yetersiz kalması sonucu 4857 sayılı İş Kanunu‟nun 6. Maddesi İle Avrupa Direktifleri 2001/23 Yönergesine uygun olarak işyeri devri hükümleri getirilmiştir. Yönerge‟de, işyerinin devrinde işçinin onayı, işçiyi bilgilendirmeye yükümlülüğü bulunmasına karşın, İş Kanunu‟nun 6.maddesinde bu hususlar yer almamıştır. 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu‟nun 178.maddesi işçiye itiraz hakkı tanınırken, aksi durum da kıdem tazminatı açısından açık düzenleme getirilmemiş, İş K.6.madde ile TTK.178.madde arasında çelişki ortaya çıkmıştır. “İşyeri Devrinin İş Sözleşmesine Etkisi” adlı tezde, İş Kanunu‟nun 6.maddesi Bireysel İş Hukuku açısından ele alınmış, işyeri devrinde devralan - devreden işverenlerin ve devir anında sözleşmeleri devam eden işçiler açısından iş ilişkileri ve iş sözleşmelerine yansımaları incelenmiştir. Çalışmaya, işyeri ve işletme kavramları açıklanarak başlanılmış, işyeri devrine ilişkin yasal düzenlemeler, Türk Hukuku ve Avrupa Birliği Yönergesi karşılaştırmalı olarak ele alınmıştır. İşyeri devrinin; iş sözleşmesinin devrinden, asıl işveren-alt işveren kavramlarından ayrımı incelenmiştir. İşyeri devrine yol açan hukuki nedenler ve TTK. 178. maddenin çelişki yaratan işçiye tanınan itiraz hakkı, İsviçre Hukuku ve Alman Hukuku çerçevesinde tartışılmıştır.
Tezin ana konusu olan; İşyeri Devrinin İş Sözleşmesine Etkisi, iş sözleşmelerinin türlerine göre geçerlilik durumları ve devir anı ile devreden devralan işverenler açısından, işçilik alacakları açısından açıklanmaya çalışılmış, Yargıtay kararları ile işyeri devrinin fesih hakkına etkisi, iş güvencesi ve fesih yasakları-istisnaları bağlantılı olarak değerlendirilmiştir
EKONOMi HUKUKU Yüksek Lisans Tezi
2014-01-01T00:00:00Z