Abstract:
Devletin kamu harcamalarını karşılamak üzere kişi ve kurumlardan karşılıksız olmak şartıyla ve zorunlu olarak aldığı ekonomik değerler vergileri ifade etmektedir. Türk Vergi Sistemi içerisinde yer alan Gelir Vergisi ve Kurumlar Vergisi kamu gelirleri içinde önemli bir yere haizdir.
Türk Vergi Sistemi’nin özünün beyan esasına dayanması nedeniyle kişi ve kurumlar elde ettikleri gelir/kazançları beyan ederken mevzuat hükümlerinin uygulama sınırlarını iyi bilmeleri gerekmektedir. Özellikle tez konumuzu oluşturan ve vergi ödevlisinin lehine vergi avantajı sağlayan Muafiyet, İstisna ve İndirimler’in de vergi ödevlisinin yasal bir hakkı olduğunu bilmeleri, bu hakları kullanırken Kanun lafzının doğru yorumlanıp uygulanması gerektiği, tereddüt hasıl olan durumlarda Vergi İdaresinin görüşünün alınması ileri de vergi ödevlisi lehine oluşabilecek cezalı tarhiyatlara yol açmaması nedeniyle önem arz etmektedir.
Vergi avantajı ifade olarak; vergi kaçırma veya vergiden kaçınma gibi algılanmaması, kişi ve kurumlar üzerinde var olan vergi yükünün vergi yasaları ile vergi ödevlisine tanınan avantaj olarak anlaşılması gerektiği şeklinde değerlendirilmelidir.
Çalışmamız da yukarıda yer alan açıklamalar çerçevesinde hazırlanmış olup, Muafiyet, İstisna ve İndirimler hakkında gerek Gelir Vergisi Kanunu gerekse Kurumlar Vergisi Kanunu’nun sırası ile ilgili Kanun maddeleri, ilgili Tebliğleri ile tereddüte neden olan ve vergi ödevlisinin talebi doğrultusunda Vergi İdaresi tarafından verilen özelgeleri incelenmiş ve konunun uygulanması konusunda yol gösterici olması amaçlanmıştır.