dc.description.abstract |
Türk resim sanatı, Batı‟da 19. yüzyılın ikinci yarısıyla, 20. yüzyılın ilk çeyreğinde gelişmeye başlayan empresyonist tekniğe uygun olarak 1914‟te yeni bir resim anlayışına yönelmiştir. Sanatta modernleşme 2. Meşrutiyet sonrasında ürünlerini vermeye başlamıştır. 2. Mahmut, Yeniçeri Ocağı‟nı kaldırdıktan sonra, 1825‟te Mühendishane‟yi geliştirmiş ve resim dersi daha çok önem kazanmıştır. 1875 yılından itibaren resim dersi, özellikle askeri liselerde oldukça gelişmiş, bu nedenle Türk resim tarihinde, özellikle Batı anlamındaki resmin, asker aydınlarımız arasında yayıldığı görülmüştür. Bunu takip eden yıllarda yetenekli gençlerin Avrupa‟ya eğitimlerini ilerletmek için gönderilmesine başlanmıştır. Resim eğitimi almak amacıyla 1908-1914 yılları arasında yurt dışına gönderilen genç ressamlarımız Avrupa‟yı saran 1. Dünya Savaşı‟nın etkileri ile yurda geri dönüş yapmışlardır. Büyük kısmı devlet tarafından gönderilen İbrahim Çallı, Avni Lifij, Namık İsmail ve Nazmi Ziya Güran gibi sanatçıların ülkeye dönmeleri ile Türk resim sanatı 1914 yılından sonra yeni bir niteliğe bürünmüş, çağdaş eğilimlere giden yollar açılmıştır. 1914 ya da Çallı Kuşağı olarak da adlandırılan grubun başlıca ilham kaynakları İstanbul görünümleri, figürlü kompozisyonlar ve portre alanında izlenimci tarzda eserler olmuştur. Yurda dönmelerinin ardından öğrencilerine aktardıkları deneyimleriyle de onlara önemli katkılarda bulunmuşlardır. 19. yüzyılın ortalarında gelişmeye başlayan Batı anlayışı ve tekniğine uygun Türk resim sanatına, gelişen bütün bu olayların çağdaşlaşma yolunda büyük etkisinin olduğu bilinmektedir. |
en_US |